Sessiz bakışların içerdiği düşünceler diyarını keşfedebilmek zordur çoğu zaman. Aynı noktaları izlesekte içimizdeki duyguların söylediği şarkılar başkadır.

Bende sessizliğimden sıyrılarak, kalbimi dolduran hislerimi paylaşmak istedim, sizleri düşündürmeden, yormadan...

18 Temmuz 2012 Çarşamba

...


Hayat yaşamaya değer olsaydı, doğarken ağlamazdık...
Ve yaşarken temiz kalsaydık, ölünce yıkanmazdık!
Bir arkadaşım böyle yazmış sosyal paylaşım sitelerinden birindeki sayfasına. ‘Hayat yaşamaya değer olsaydı, doğarken ağlamazdık’. Ne yazık ki bize verilmiş en güzel hediyenin kıymetini bilemediğimiz gibi saçma sebepler ardına saklanmaya devam ediyoruz. Farkında mısınız hep bahaneler arıyoruz. Mutluyken hiç ağlamadınız mı? Mutluluk gözyaşları yalan mıdır yani? Öyle bir karanlıktan geliyoruz ki ışığı gördüğümüz için içimiz içimize sığmıyor belki de. Konuşmayı da bilmediğimiz için ağlıyoruz işte.
Her şeyi birbirine bağlamakta, sürekli bahaneler uydurmakta, komik sebepler arkasına saklanmakta üstümüze yok doğrusu. Bir şeyi beceremedin mi kolayı var, hemen hayata yüklen ‘acımasız dünya, kahpe dünya’, biraz zorlandın mı uğraşma kolay yolu söylüyorum ‘Hayat zor’ de, bak her şey geçiyor.
Yapmayalım lütfen, biraz kadir kıymet bilelim.
Hayat Allah’ın bir mucizesi. Bize verilen en büyük, en güzel hediye. Bu hediyeyi korumak, onunla doyasıya eğlenmek senin elinde. Düşün ki bir kız çocuğusun annen sana yeni bir bebek almış. Ya da bir erkek çocuğusun sana kırmızı bir Ferrari alınmış (oyuncak). Mutlusun. Elinden hiç düşmüyor yeni oyuncağın. Yatağa bile onunla giriyorsun. Sonra biraz zaman geçti, parka gittin bir gün ya da çıktın sokağa elinde yeni oyuncağınla. Komşunun çocuğunda da başka bir oyuncak var. Öylesine güzel oynuyor ki, hani oyuncağının hakkını veriyor yani. Sen bir elindeki oyuncağa bakıyorsun, bir komşunun çocuğunun elindekine. Atıyorsun elinden ve başlıyorsun ağlamaya. Ben onu istiyorum, o daha güzel.
Hayır daha güzel değil. Sen öyle sanıyorsun sadece. Sahiplenmiyorsun sahip olduğunu. Gözün başka şeylerde. Zamanında böyle sahip olmadığın oyuncaklara ağlarken, şimdi başkalarının hayatı(ları) için ağlıyorsun. Ben neden yaşayamıyorum, ben neden gidemiyorum vs vs. Yapamazsın, gidemezsin, alamazsın vs vs. Sen kendi hayatını sindiremedikçe, bir oyuncak gibi onunla eğlenemedikçe hiçbir şey olamazsın, yapamazsın. Güneş herkese doğduğunda, senin de pencerenden içeriye giriyor ışınları ve hava hepimiz için aynı anda kararıyor. Trafik hepimizin sıkıntısı. Para desen yine öyle. Bir tek fark var mutlu olanla senin aranda. Kıymet bilmek ve hayatını oyuncağın yapmak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder