Sessiz bakışların içerdiği düşünceler diyarını keşfedebilmek zordur çoğu zaman. Aynı noktaları izlesekte içimizdeki duyguların söylediği şarkılar başkadır.

Bende sessizliğimden sıyrılarak, kalbimi dolduran hislerimi paylaşmak istedim, sizleri düşündürmeden, yormadan...

1 Ağustos 2012 Çarşamba

Sahiplenilmiş Hayaller


Bugünlerde hepimizin takip ettiği olimpiyatlar tüm hızıyla devam ediyor. Katılmış olan sporcular ise mücadelelerinde tüm gayretleri ve altın madalya hayalleri ile sahnedeler. Gündeme damgasını vuran yetenekli sporcu ise Ye Shiwen.

Shiwen ile gündeme gelen konu ise sadece kırmış olduğu rekor değil. Doping ve Çin’de olimpiyatlara hazırlanan genç yeteneklerin hazırlık şartları ve verilen eğitimler de gündemde. Çinli sporcuların henüz anaokulu çağında iken seçilerek, spor okullarına alındıkları ve ağır eğitim şartlarında yetiştirilip, duruma karşı çıkmalarının mümkün olmadığı, kimi zaman fiziksel işkencelere maruz kaldıkları da konuşulan konular arasında. Bense bu duruma hiç şaşırmıyorum. Bu durum fiziksel işkence kısmını çıkartırsak diğer durumları sonuna kadar yaşamış ve maalesef kabullenmek zorunda kalmış genç bir üniversite mezunu olmamdan kaynaklanıyor.

Gerçekten de bizim eğitim şartlarımız ile Çin’de ki sporcuların şartları ne kadar da çok benziyor. Henüz anaokulundayken biz, başlıyor kurulan hayaller. Anneler dikilir küçücük, henüz oyundan başka bir şey düşünmeyen çocuklarının başına bu ödevler bitecek, şu testler çözülecek. Kurslar ile okullar arasında geçen koşturmacanın arkasında biter yıllar. Yıllar biter bitmesine de, sen artık başarıya odaklandırılmış, başkalarının hayallerini kendi hayallerin yapmış (genellikle), hayat yolunun yol ayrımlarının birinin başında yalnız kalıvermişsindir. Sen kimsin, ne istersin bilemez haldesindir. Çinli olimpiyat sporcuları ile aramızdaki farkta bu noktada çıkar işte. Onlar bu sefer olmazsa dört yıl sonra altın madalyaya kavuşabilir. Biz ise bize seçtirilmiş meslekler içerisinde başarısız, başarı hikayelerini hayretlerle okuyarak zamanımızı tamamlarız. Gerçek hedeflerimizi emeklilikteki hobilerimize saklayarak.


Sonuçta kimi zaman spor, kimi zaman sanat, bizlerde ise genellikle meslek sahibi olmak için beton bloklar arasında yarıştırılan ve başkalarının hayallerini sahiplenmiş, kendi gerçeklerini bulamayan çocuklar çıkıyor ortaya her iki ülke içinde. Shiwen’ın kendi gerçek hayallerini gerçekleştirmiş olması dileklerimle…


2 yorum:

  1. dün hürriyetteki foto galeri hayretle okudum inceledim; ama işte o başarıya ulaşmalarını ülkelerini temsil edebilmelerini için maalesef o yaşta başlamalı çocuklar çalışmaya. yöntem tartışılır ama yaş olarak olması gereken yaşta. ayrıca bizim olimpiyatlarda esamemizin bile okunmamasının sebebinin senin bu anlattığın yarış atı olayı olduğunu düşünüyorum. hangimiz lisede okul çıkışı dersaneye değil de jimnastik salonuna yüzmeye voleybola gittik. herkes binlerce test çözmek için eğitildi sonra da neden türkiye başarısız niye sporcu yetişmiyor? cevabı çok zor olmasa gerek!!!

    YanıtlaSil
  2. Yaşlar değildi aslında söylemek ve düşündürmek istediğim. Çocukların istemedikleri yollara sürüklenmesiydi. Yani ne olur sanki çocuklarımıza seçme şansı versek. Mesela bir sporcu bir kaç dalı denese ve sonrasında yeteneği ve isteğiyle seçimini yapsa. Keşke keşke... Teşekkürler yorum için;)

    YanıtlaSil